Atina’ da alınan kararda; ‘’Hastaların savunulması, en iyi tedavilerin sağlanması ve en iyi sonuca ulaşılması için hastaların sağlık çalışanları ile aktif birlikteliğinin sağlanmalı ve ortaklığı güçlendirilmelidir’’ denilmiştir. Bu optimum tedavinin sağlanmasına yardım edecek, aynı zamanda hizmetlerin planlanması ve geliştirilmesinin de hastaların lehine olacağından dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bunlara ilişkin önemli noktalar da belirlenmiştir. Gerekli makamlarla ve hastanelerde, hasta derneklerinin de desteğinin alınması, hastaların etkin bir şekilde savunmalarını yapabilmeleri için destek eğitiminin sürekli sağlanmasının da önemi vurgulanmıştır. Diğer önemli konu ise; iş bulma olanaklarının kolaylaştırılmasıdır.
Genç Birikim Derneği ve ben bunu 16 yıldır savunuyorum!
16 yıldır bu ülkede çok fazla sivil toplum kuruluşu olmaması sebebiyle biz kanser hastalarının özellikle engelli kapsamına alınmasının sadece iş olanakları ile değil, vergi indirimleri ve engellilerin yararlandığı çeşitli indirimlerden de yararlanılması gerekmektedir. Bununla ilgili çok önemli mücadeleler veriyoruz. Yaklaşık 4 yıl önce Türkiye’de engellilik ile yeni bir mevzuat oluştu. Bu mevzuatta yer almasını bir çok kez dile getirdik ancak ne yazık ki kendi içimizde bir konsorsiyuma varamadığımız için, kanser hastalarını bu engellilik yasasının içine dahil ettiremedik. Bu mevzuatın içine alınması çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Hasta savunuculuğu içinde iş yerine adaptasyon süresinde ön yargı ve damgalanmanın engellenmesi noktasında desteğin sağlanması adı altında bir maddeye yer verilmiştir. Ülkemizde SGK sigortamızı karşılıyor. Bildiğimiz, iyi dediğimiz birçok Avrupa ülkesinde, dünyadaki gelişmiş ülkelerde olmayan sosyal güvenlik ülkemizde mevcut. Bu konuda gerçekten hükümetimize ve iktidarına teşekkür ediyoruz. Ancak, biz kanser hastaları olarak kanser hastalığına yakalandığımız andan itibaren işimizi, ailemizi, sosyal çevremizi bütünüyle kaybediyoruz. Ve bunlara ek belki de en önemlisi ekonomik kaygılarımız var. Biz kanser hastalarına banka kredisi ve sigortadan faydalanma olanağı sağlanabilir. İstiyoruz ki; bankalar biz kanser tanısı aldığımızda tedavi sürecinde gerek duyduğumuzda, faiz almaksızın uygun vadeli kredi versinler. Belki değersiz gelebilir ama bizler büyük şehirlere tedaviye gittiğimizde ulaşımdan, hijyenik ortamlarda konaklamamıza kadar bir çok ihtiyaç ortaya çıkıyor. Bu tedavi sürecimizde önemli bir destek sağlayacaktır. Hasta savunuculuğu içinde yer alan diğer bir konu, hasta ve yakınlarına daha fazla kontrol sağlanması, kendi kendini yönetmelerinin desteklenmesidir. Bu da oldukça önemli maddelerden biridir.
Düzeltici Ameliyat Olanakları Sağlanmalı!
Benim önem verdiğim, çok önemli bulduğum ve bu toplantıda üzerinde durmak istediğim asıl konu; '' Düzeltici Ameliyat Olanaklarının Sağlanması.'' Örneğin ben yumuşak doku kanserine yakalandım, sağ kolumun kemiklere kadar olan bölgesindeki yumuşak doku, kasları ile birlikte alındı. İsterdim ki, bir plastik cerraha son derece estetik bir ameliyat olayım. Kısa kollu giyiyorsun, sosyal ortamlara giriyorsun ve hastalığının fark edilmemesini istiyorsun. Bu bizler için oldukça önemli ve hassas bir konu. Çünkü insanların sorması, senin defalarca anlatmana ve defalarca hastalığını hatırlamana sebep oluyor. “Ne oldu" sorularına gerçek, yalan cevaplar vermek zorunda kalıyorsun. Kanser olduğunu söylediğinde de ardından; ‘’Ne kanseri, Nasıl oldu, Ne zaman oldu?…’’ Bir çok soru geliyor, ardı ardası kesilmiyor. Anlatıyorsun ve o acıları tekrar hatırlıyorsun. Ben yıllarca bu sorulara “ küçükken ütü basmışım, ondan” diye geçiştirmekle çözüm buldum. Eğer bu düzeltici ameliyat imkanları tanındığı takdirde bizi bir çok sorudan ala koyacak ve kendimizi daha rahat hissedeceğiz. Özellikle de kadın kanserlerinde oldukça önemli. Bu imkanla kadınlarımız kendilerini daha mutlu hissedecek. Özellikle Sağlık Bakanlığı’mızdan ve ilgili kurumlardan bu konuda destek bekliyoruz. Tabii ki ülkemizin şartlarında…
2002’den öncesini çok iyi biliyorum. İlaç almak için ne mücadeleler verdiğimizi biliyorum. MR çekilmesi istendiğinde kullanılması gereken kontras maddenin 170 TL‘sını kendimiz ödüyorduk. Bugün sosyal güvencemiz kuvvetlendi. Biz artık kanser hastaları olarak hiçbir para ödemiyoruz. Her türlü tedavimizi özel hastaneler dahil olmak üzere yaptırabiliyoruz, ücret ödemiyoruz. Bunu bize sağlayan AKP iktidarına ve bugüne kadar gelen hükümetlere teşekkür ediyorum. Ancak bir şeye de dikkat çekmek istiyorum. Evet çok iyi imkanlarımız var. Tedavilere ulaşabiliyoruz. Çok değerli doktorlarımız var. Cerrahi operasyon gerektiğinde konunun uzmanlarının birçoğunun özel hastanelerde olmasından istediğimiz bir devlet hastanesine gidip ameliyat olamıyoruz. Hasta olarak hekim seçme hakkımız olduğu için özel hastanelere gitmek durumunda kalıyoruz. Bu da bize yüklü ve ek maliyetler çıkarıyor. Bir ameliyat 60-80 bin hatta 150 bin TL’ sına çıkabilmektedir. Bize bir çok imkan sağlayan hükümetlerimize teşekkür ettiğimiz gibi, bugün de hükümetimizden ve sağlık politikacılarımızdan talebimiz şudur; Organ naklinde 80 bin TL SGK kapsamında uygulanıyor. Biz kanser hastalarının cerrahi ihtiyaçlarımızda gittiğimiz özel doktorlar, özel hastaneler dahil olmak üzere cerrahi operasyonlarının SGK kapsamına alınması, SGK’ nın öngördüğü değil, mevcut koşullarda geçerli olan fiyatların dikkate alınması.
Sayın Sağlık Bakanımızdan ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanımızdan talebimiz, kanser hastalarının cerrahi operasyonlarının organ nakilerinde olduğu gibi SGK kapsamına alınmasını ve bu bütüncül tedaviye rahatlıkla kavuşmamızı desteklemeleridir.
Genç Birikim Derneği olarak bu yönde hukuki başvurularımızı yapacağız ve takipçisi olacağız. Bundan sonraki çalışmalarımız içinde bu konu önemli yer tutacak. Kanser hastalarımıza bu konuda gerekli hukuki desteği de vereceğiz. Umarız en kısa sürede estetik gerektiren cerrahi operasyonlar da ödeme kapsamına alınır.''
|